Kimler Manevi Tazminat İsteyebilir?
Ölüm halinde; kaza ile ölüm arasında uygun sebep sonuç bağlantısının bulunması şartıyla ölenin yakınlarının manevi tazminat isteminde bulunmaları doğaldır. Ölenle yakınlığın sadece kan bağı şeklinde olması zorunlu olmayıp, ölenle aralarındaki eylemli ve gerçek bir bağın bulunduğunu kanıtlayamayan yakınlar örneğin yenge ve yeğenler manevi tazminat isteyemezler. Ne var ki, kardeşlerin, evlatlığın dava hakkı vardır. Yinelersek; burada önemli olan aile hukuku çerçevesinde yakınlık değil, duygusal yakınlıktır. Örneğin kaza tarihinden 4-5 yıl önce muristen boşanmış olan kişinin manevi tazminat davası açmasında bir yarar yoktur.
Kaza sonucu yaralanan kişinin açtığı maddi ve manevi tazminat davasının görülmesi sırasında ölmesi halinde, bu kişinin maddi ve manevi tazminata ilişkin hakları mirasçılarına intikal eder. Mirasçılar açılmış davaya devam edebilirler. Ne var ki, dava açmadan ölüm halinde dava açma hakkı mirasçılara geçmez.
Manevi tazminat yalnız olay sırasında duyulan değil, bütün hayat boyu duyulacak ve çekilecek olan elem ve acıya karşılık olarak takdir edilen bir paradır. Bu sebeple istekte bulunanın acı çekmeyecek kadar küçük yaşta bulunması, manevi tazminat istemesine engel değildir. Manevi tazminat, yalnız çekilen acılara değil, çekilecek acılara karşı da takdir olunur. Bu nedenle sağ dogması kaydı ile olay gününde ana rahmine düşmüş çocuk (cenin) yararına dahi manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Her davacı desteklerinin ölmesi nedeniyle ayrı miktarda manevi istemde bulunabilir. Sorumlular manevi tazminattan müteselsil olarak sorumludurlar. Sigorta şirketinden manevi tazminat istenemez. Ancak sigorta poliçesinde manevi tazminatlarda teminat altına alınmışsa, davalı sigorta şirketi manevi tazminattan da sorumlu tutulur.