YARALAMALI TRAFİK KAZALARINDA MANEVİ TAZMİNAT

YARALAMALI TRAFİK KAZALARINDA MANEVİ TAZMİNAT

TBK m.56 hükmüne göre; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarının da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”

Kural olarak manevi tazminat bedensel bütünlüğü kaza dolayısıyla zedelenmiş olan kişiye verilebilir ise de, ağır yaralanma veya sakat kalma gibi vahim ve ciddi hallerde, yaralanan kişinin yakınlarının da örneğin ana, baba, çocuklar ve eşin ani şok ve derin acı nedeniyle ruhsal bütünlüğünün bozulduğu iddia edilerek kanıtları (hastane raporu, tanık beyanı) gösterilmek suretiyle manevi tazminat istenebilir. Diyelim ki kazadan dolayı üzüntü duymak m.56 bağlamın- da manevi tazminat verilmesine yeterli olmaz. Yine de bedensel bütünlüğün bozulmasından dolayı duyulan ruhsal acının kısmen de olsa para ile karşılamak amacı vardır.

Yargıtay yerleşik kararlarında ifade edildiği üzere; “Manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976-7/7 S. İBK gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. 25.12.2014-13485/19487

Manevi tazminat miktarı hâkim açık takdir hatası yapmadıkça takdire bırakılmıştır. Takdirde olayın özelliğinin göz önünde tutulması ölçüttür. İstemde bulunan kazada faile göre daha fazla kusurunun bulunması, manevi tazminat takdirine engel teşkil etmediği gibi, kusursuz sorumluluk halinde de hükmedilebilir. Manevi tazminatın belirlenmesinde etkili olan özel hal ve şartlar yönüyle İBK 22.6.1976 7/7 s. karardan faydalanılmaktadır: “Manevi tazminat, zenginleşme aracı olmamakla birlikte, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, BK 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira MK m.4’de, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hâkimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Somut olayda bozma sonrası hükmedilen manevi tazminat tutarları Dairemizce yeterli görülmemiştir. Şöyle ki, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü ağır kusurludur. Olayda davacıların desteği henüz l6 yasında olup, kamyonun altında kalarak hayatını kaybetmiştir. Olayın meydana geliş şekli, kusur oranı, olay tarihindeki paranın alım gücü gözetildiğinde hükmedilen (5.000 TL) manevi tazminat tutarı az olduğu görülmekle hükmün bozulması gerekmiştir. 17 HD 9.5.2016-4258/5687

İstek miktarının açıkça belirtilmesi gerekir; istek olmadan ya da miktar belirtilmeden hâkim kendiliğinden manevi tazminata karar veremez. Makul olmayan miktarda manevi tazminata hükmedildiğinde yargı denetimi sonunda hükmün bozulması olasıdır. İstek bütünlük araz etmeli, bölümler halinde istenmemelidir.

Keza miktar, felaketi özendirecek nitelikte (çok fazla boyutta) olmamalıdır. Kusur oranına göre indirim yapılmaz yani kusur oranının manevi tazminat miktarını etkilemesi söz konusu değildir. Kazada birçok yaralı mevcut olup da farklı iş ve güçten kalma süreleri ne- deniyle her biri için aynı miktar manevi tazminat verilmesi mümkün değildir.

Birden çok sorumlular manevi tazminattan müteselsil şekilde sorumlu olurlar. Bu tür sorumlulukta davacı zararının tümünün ödenmesini bir sorumludan ya da bir kısmından veya hepsinden isteyebilir. Tümünü ödeyen sorumlu kusur oranında her zaman diğer sorumlulara rücu edebilir. Eş deyişle dayanışmalı her bir sorumlu zararın bütününden sorumludur. İstek varsa hükümde olay gününden itibaren faize de hükmedilir.

Sigorta şirketlerinden manevi tazminat istenemez. “Ancak, sigorta poliçesinde manevi tazminatlar da teminat altına alınmışsa, davalı sigorta şirketi manevi tazminattan da sorumlu olur” 17 HD 15.2.2012 1086/1637

Şartları yoksa manevi tazminat istemi reddedilmelidir: Örneğin; “Mahkeme davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü yönünde yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, somut olayda davacının idaresindeki araçla 75 oranında asli kusurlu ve alkollü şekilde davaya konu trafik kazasına karıştığı açıktır. O halde mahkemece olayın meydana geliş şekli, kusur durumları ve kaza
sebebiyle davacıda herhangi bir cismani zarar meydana gelmemiş olduğu gözetilerek, davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. 17 HD 1.3.2016-13392/2525”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Follow us on Social Media