Ölümlü trafik kazalarında destekten yoksunluk tazminatı için yargıtayın 2012 yılında son verdiği karar ile kusurlu kusursuz ayrımı kalkmış bulunmaktadır.Yani “‘8’de 1 ya da 8’de 8’ kusur olsun. Bu karara göre kusur oranı ne olursa olsun aracın sürücüsü ve işleteninin yakınları destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilecek. Çünkü karar ‘ölen kusurlu olabilir ama geride kalanların bu olayda bir kusuru yok’ gerekçesine dayandırılmıştır..”
Dolayısıyla şu aşamada tazminat talebimizin tekrar gözden geçirilerek kabulü gerekir.
Kaldı ki;
2918 sayılı KTK’nun 92/b maddesinde, işleten ve sürücü yakınlarının (eşi, çocukları, annesi, babası, kardeşlerinin) “her türlü zararları” değil, yalnızca“mallarına” gelen zararlar sigorta kapsamı dışında bırakılmıştır. Bu nedenle anılan yakınların, “destekten yoksunluk” ve “bedensel zararlar” nedeniyle Trafik Sigortası’ndan tazminat isteme hakları bulunmaktadır. Sürücü, yüzde yüz kusurlu olsa bile, işleten, onun kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğundan (KTK.m.85/Son) ve işletenin bu sorumluluğunu belli bir oranda sigortacı üstlenmiş bulunduğundan (KTK m.91 vd), tazminatın ödenmesi yasal bir zorunluluktur.
Yasa hükmü, tartışılamayacak kadar açık, anlaşılır ve nettir. Yasalar, öncelikle “sözüyle ve özüyle” uygulanacağından (MK.m.1), burada yoruma yer yoktur.
Anılan yakınlar, destekten yoksunluk ve bedensel zararlar söz konusu olduğunda “üçüncü kişi” konumundadırlar. Çünkü, bu tür zararlar onların “kendi zararları”dır ve tazminat isteme hakları, miras veya herhangi bir yolla başkalarından geçen bir hak değil, kişiliklerine sıkı sıkıya bağlı bir haktır. Burada “kimse kendi kusurundan yararlanamaz” ilkesi, sürücünün veya işletenin yakınlarına uygulanamaz..