Hangi Nedenle Manevi Tazminata Hükmedilir?
Bedensel bütünlüğün bozulması halinde; manevi tazminata hükmedilebilmesi için;
a- Eylem,
b- Zarar,
c-Zarar ile eylem arasında illiyet bağı,
d-Eylemin hukuka aykırı olması,
e-Kişinin cismani zarara uğraması koşuldur.
2918 s. KTK m.90’a göre maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fillerle ilgili hükümleri uygulanacaktır.
Trafik kazası sonucu yaralanma halinde ilke olarak yaralıdan başka kişilerin manevi tazminat istemesi mümkün değildir. Yansıma yoluyla manevi tazminat verilmesine yasal olanak yoktur. Ancak ağır yaralanmalarda örneğin küçük çocuğun ayağının kesilmesi gibi somut olayın kendine özgü ağırlığı ve özelliğinin zorunlu kıldığı durumda ana ve babaya da manevi tazminat verilmesi gerektiği Yargısal kararlarda vurgulanmıştır. Keza yaralanan kişinin eş ve çocukları olarak dava açılması durumunda, davacıların aynı olay nedeniyle ruhsal sağlıkları ağır şekilde bozularak şok geçirip tedavi olmak zorunda kaldıklarının kanıtlanması şarttır.
Ancak, davacı kişinin kazada hafif biçimde yaralanması manevi tazminat verilmesine engel oluşturmaz. Çünkü kazadan bedensel zarar görmüştür. Örneğin: yumuşak doku travması sonucu tedavi giderlerine hükmedilmediğine göre hafif olsa yaralanma oluştuğu kabul edilerek istenen manevi tazminatın tümden reddi doğru değildir. 4 HD 27.02.2006-2614/1800 s. kararı da bu yöndedir.
Maddi hasarlı trafik kazaları dolayısıyla araç hasarının giderilmesi süresi içinde çekilen sıkıntı nedeniyle manevi tazminata hükmedilemez. 4 HD 01.06.2004-125/6279 s. kararı da bu yöndedir.
Diyelim ki, cismani zarara uğrandığı ispat edilmedikçe, sadece trafik kazasına maruz kalınması manevi tazminat verilmesini gerektirmez. Gerçekten manevi tazminata hak kazanabilmek için bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmiş olması gerekir.