Trafik kazasında araç tamamen ya da kısmen hasarlı olabilir. Bu durumda hasar tespiti işlemi farklı şekilde yapılmak gerekir. Bu tespit işlemleri açacağınız değer kaybı davalarınız önem arz etmektedir.
Araç Tamamen Yok Olmuşsa
Bu durumda araçtaki maddi hasar, aracı artık kullanılamaz hale getirmiştir. Başka bir deyişle, eski hale getirme olanağı yoktur veya fahiş onarım giderleri aracın sürüm değerinden fazladır. Esasen aracın onarım giderleri ve değer kaybı, aracın sürüm (rayiç) değerini geçemez. Eski tarihli bir Yargıtay kararında belirtildiği gibi; “Davacıya ait aracın olaydan önceki değerinin 65 bin lira ve hurda değerinin 15 bin lira olduğu, aracın amiri cihetine gidilse bile, değerinden fazla 80 bin lira masrafa ihtiyaç duyulduğu anlaşılmasına göre, davacının zararının 50 bin liradan ibaret bulunduğunun kabulü ile tutarının davalıdan alınması yolunda aracın değerinden fazla tamir giderine hükmedilmesi bozmayı gerektirir” 4 HD 30.11.1978-11808/13450 hüküm kurulması gerekirken Onarım masrafları, taşıtın rizikosunun gerçekleştiği tarihteki değerini asarsa taşıt onarım kabul etmez ise, taşıt tam hasara uğramış sayılır. Bu durumda n olay tarihindeki 2. el piyasa rayiç değeri ile olay tarihindeki sovtaj değe aracın arasındaki fark davacının gerçek değeridir” 17 HD 5.3.2015 24664/3863 Aracın kaza sonucu tamamen hasarlı olması halinde, kazanın meydana geldiği andaki gerçek sürüm değeri esas alınarak zarar tespit edilir. Uygulamada hukuk mahkemelerine yaptırılan hasar tespit tutanağındaki bilirkişinin belirttiği aracın alım-satım değeri göz önünde tutulmaktadır. Gerçek değerin belirlenmesinde aracın ya hurda değerini zarardan düşülmesi veya aracın hurda olarak davalıya verilmesi gerekmektedir. Ne var ki kullanılmış aracın kaza yüzünden tamamen hasarlı olması sebebiyle, bunun yerine yenisinin alınması için sarf edilecek giderler zararın belirlenmesinde nazara alınmaz.
Araç Kısmen Hasarlı İse
Maddi hasarlı trafik kazasına konu aracın tamiri suretiyle eski hale getirilmesi söz konusudur. Aracın tamir ettirilmemiş olması, tamir giderlerinin (işçilik ücretinin) istenmesine engel değildir. Onarım gideri kapsamına işçilik, yedek parça, boya, garaja çekme, muhafaza etme vs. giderleri girmektedir. Hasarlı bir aracın teknik ve ekonomik açıdan değer kaybı kaçınılmazdır. Değer kaybı genel olarak, aracın ekonomik ömrünü doldurmamış veya daha önceden hasarlanmamış olması gerekmektedir. Yargıtay’ın aşağıda verilen 2016-13392/2525 s. kararının (2) numaralı bentte yer alan anlatıma göre değer kaybı zararının hesaplanması gerekmektedir. Yani, aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş 2. el piyasa değeri ile, kazadan sonra onarılmış haldeki 2. piyasa değeri arasındaki fark kriterine uyularak belirlenmesi gerekmektedir.
Değer kaybı davası açabilmek için; Meydana gelen trafik kazasına zarar görenin tam kusurunun sebep olmaması ve karşı tarafın kusurlu olması gerekmektedir. Kazada hasar gören parça/parçaların veya kısımların kazadan önce sağlam ve orijinal olması gerekmektedir. Davanın 2/10 yıllık zamanaşımı süre tam (ağır) kusurunun sebep olmaması ve karşı tarafın kusurlu olması germektedir.
Değer kaybı nedeniyle açılacak davalarda dikkat edilmesi gereken ilk husus; tamiratı mümkün olmayan ve hasar görmesi halinde yenisiyle değiştirilen parçaların (far, cam, silecek, gibi) değer kaybı davalarına konu edilemeyeceği hususudur.
Bu koşulların varlığı halinde yapılacak ilk iş, HMK m.400 uyarınca delil tespiti istemek olmalıdır. Yapılacak bilirkişi incelemesinde tespit edilecek değer kaybı miktarına göre dava açılabileceği gibi; ilk önce dava açılıp, dosya yargılama sırasında da bilirkişiye gönderilebilmektedir.
“Yalnızca araç hasar bedeli talep edilmişse, bu talep kapsamına araçtaki değer kaybı bedeli hesaplamada nazara alınamaz, çünkü talep aşılarak tahsil hükmü kurulamaz. Davacı tarafça, davaya konu trafik kazası sebebiyle davacı aracında oluşan hasar bedelinin tahsili talep olunmasına rağmen, mahkemece hükme esas alınan 02.05.2014 tarihli bilirkişi raporunda 1904,40 TL araç hasar bedeli ile birlikte 250 TL araç değer kaybının da hesaplandığı görülmektedir. Davacı tarafın sadece araç hasar bedelini talep etmiş olması itibariyle, araçta oluşan değer kaybına dair bedel dâhil edilmeksizin hesaplanan hasar bedeli üzerinden değerlendirme yapılması gerekirken, davacının talebi aşılarak tahsil hükmü kurulmuş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.” 17 HD 11.1.2016