İdare kamulaştırma kararı verdikten sonra, kamulaştırmaya konu taşınmazların kayıtlı olduğu tapu sicil müdürlüğüne bir yazı yazarak söz konusu taşınmazlar üzerine “kamulaştırma şerhi” konmasını talep eder. Kamulaştırma Kanunu’nun 7. maddesi hükmüne göre şerh tarihinden itibaren taşınmazın maliki değiştiği durumda veya mülkiyetten başka ayni haklarda (üst hakkı, intifa hakkı vb.) herhangi bir değişiklik olması durumunda tapu sicil müdürlüğü kamulaştırmayı yapan idareyi derhal bilgilendirir. Böylece idare, taşınmazın yeni malikinin (veya olası ayni hak sahiplerinin) adresini ve diğer bilgileri araştırmak zorunda kalmaz.
Kamulaştırma şerhi sayesinde, ilgili taşınmazların kamulaştırma kapsamına alındığı herkes tarafından bilinen bilir duruma gelir. Bilindiği üzere tapu sicil kayıtları alenidir. Diğer bir deyişle, ilgisini ispat eden herkes, belirli bir taşınmazın tapu sicil kayıtlarını inceleyebilir. İşte böyle bir inceleme sırasında kamulaştırma şerhine rastlanırsa, taşınmazı satın almak isteyebilecek kişiler bu kararlarını gözden geçireceklerdir.
Konuyu bir örnekle açıklayalım: A’ nın İzmir’de bir arsası vardır ve bu arsa üzerine belediye tarafından 30.06.2010 tarihinde kamulaştırma şerhi konmuştur alıcı B 30.07.2010 tarihinde A ile konuşarak arsayı satın almak istediğini söyler ve taraflar sözlü olarak anlaşırlar. Ertesi gün yani 31.07.2010 tarihinde, arsanın tapudan devrini yapmak için tapu sicil müdürlüğüne giderler. Sicil kayıtları açıldığında B, arsanın üzerine kamulaştırma şerhi olduğunu görecektir (zaten tapu memuru da B’yi bu konuda mutlaka uyarır). Bunu gören B arsayı satın almaktan vazgeçebilir. Gerçekten de hiç kimse, kamulaştırılacağını bile bile bir taşınmazı kolay kolay satın almaz. Hemen belirtmek gerekir ki B, kamulaştırma şerhine rağmen arsayı satın alabilir. Kamulaştırma şerhinin, üzerinde konduğu taşınmazın satışını (veya taşınmaz üzerine bir ayni hak tesis edilmesini) engelleyici bir etkisi yoktur. Böyle bir durumun olabileceğini zaten Kamulaştırma Kanunu’nun 7. maddesi açıkça öngörmüştür.