Tüm kamu kurumları, her türlü idari işlemlerinde kamu yararını en üst düzeyde gözetmek mecburiyeti altındadırlar. Bu demektir ki bir kamu kurumu (idare), bir idari işlem (örneğin kamulaştırma) yapıyorsa o işlemin yapılmasında mutlaka kamu yararı bulunmalıdır. Aksi takdirde söz konusu işlem hukuken sakat bir işlem olur ve iptali için idari mahkemelere dava açabilir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na göre, kamulaştırma yetkisi olan bir kamu kurumu (idare), belli bir taşınmaz malı kamulaştırmaya girişmeden önce, o taşınmaz malın kamulaştırılmasının kamunun yararına bir işlem olduğunu gösteren bir karar alır. Bu karara “kamu yararı kararı” denmektedir. Alınan kamu yararı kararının, ilgili onay mercii tarafından da onaylanması gerekmektedir. Örneğin belediye encümeni tarafından alınan bir kamu yararı kararı ilçelerde kaymakam, illerde ise vali tarafından onaylanmak zorundadır. Aksi takdirde hüküm ifade etmez. Kamulaştırma sürecinin başladığı an, kamu yararı kararının ilgili onay mercii tarafından onaylandığı andır denebilir.
Kural olara, kamu yararı kararı alınmadan ve onaylanmadan kamulaştırmaya başlanamaz. Ancak bazı hallerde bunun aksi mümkündür: Bir bakanlıkça onaylanmış özel plan ve projeye dayanılarak bir hizmet, yapı veya tesis yapılması halinde kamulaştırma işlemi için kamu yararı kararı alınmasına ve onaylanmasına gerek yoktur. Bu gibi durumlarda sadece kamulaştırma işlemine başlama kararı alınır ki buna “kamulaştırma işlemi kararı” da denir.