Cezai mirasçılıktan çıkarmadan farklı olarak, sadece birinci zümre mirasçılıkta, yani mirasbırakanın altsoyu yönünden uygulanabilen MK 513’ de düzenlenmiş olan koruyucu mirasçılıktan çıkarma, mirasçının cezalandırılmasını değil de, mirasçılıktan çıkartılan mirasçının altsoyunu koruma amacını güder. Çünkü kanunkoyucu, bu mirasçılıktan çıkarmayı, belirli fiillerin mirasbırakanla, saklı paylı mirasçı arasındaki aile bağını koparması şartına değil, altsoyun, borçlarını ödemeden aciz olması halinde, saklı payın bir bölümünü, mirasçılıktan çıkarılanın altsoyuna geçmesini temin amacıyla öncü olmuştur.
MK 513’ e göre, koruyucu mirasçılıktan çıkarmanın ilk şartı, mirasçılıktan çıkartılacak olan altsoyun, borçlarını ödeyecek yeterli malı bulunmadığı için, alacaklıların onun aleyhine İİK 143’de öngörülmüş olan aciz vesikasını almış olmalarıdır. Bu belgenin, mirasçılıktan çıkarma tasarrufu yapıldığı anda bulunmasının gerekip gerekmediği tartışmalıdır. Bazı yazarlar, aciz vesikasının mirasın açıldığı anda bulunmasını yeterli görmekte, yoksa mirasçılıktan çıkarmanın yapıldığı anda bulunmasını aramamaktadırlar. Mirasçılıktan çıkarma tasarrufu yapıldığı anda aciz vesikası yoksa, mirasçılıktan çıkarmanın, mirasın açıldığı anda aciz vesikasının alınmış olması geciktirici şartına bağlı olarak yapıldığı kabul edilmektedir. Ne var ki, bu görüşün, alacaklıların miras açılıncaya kadar zamanaşımını kesmek için icra takibini aciz vesikası alma safhasına kadar getirip, aciz vesikasını mirasın açılmasından sonra talep etmek suretiyle MK 513’ ün pratik olarak uygulanmasının engelleneyeceği de söylenmektedir.
İkinci şart, mirasbırakanı, aleyhine aciz vesikası almış olan altsoyunun saklı payının yarısını onun doğmuş ya da doğacak olan çocuklarına tahsis etmesidir. Doğacak çocuklar MK 524 anlamında ana rahmine düşmüş çocukları ifade eder. Kanun, her ne kadar, tahsisin çocuklara yapılacağını söylemişse de, bunu altsoy olarak anlamak gerekir. Böyle olunca da, miras bırakan, mirasçılıktan bu sebeple çıkardığı oğlu A’nın saklı payının yarısını, A’nın daha önce ölmüş olan oğlu B’ nin çocuğu C’ ye (mirasbırakanın torun çocuğu) tahsis ederse bu şart gerçekleşmiş olur.
Bir ölüme bağlı tasarruf olan koruyucu mirasçılıktan çıkarmanın da vasiyetname ile yapılması gerekir. Ancak, bağlayıcı içeriğine girmeyecek şekilde miras sözleşmesiyle de yapılması mümkündür. Yapılan mirasçılıktan çıkarmanın sonunda, mirasçılıktan çıkarılan, saklı payının yarısı ile yetinirken, yarısı onun altsoy’un a geçer.
Koruyucu mirasçılıktan çıkarmanın ne zaman geçersiz olacağı MK 513/II’ de özel olarak düzenlenmiştir.
Buna göre miras açıldığı zaman;
- a) Aciz belgesinin hükmü kalmamışsa,
- b) Aciz vesikasında gösterilen borç miktarı miras payının yarısını açmıyorsa, mirasçılıktan çıkarma hükümsüzdür hükümsüz olur.
Ancak bunun için iptal davasının açılması gerekir. Bunun sonucunda, mirasçılıktan çıkarılan miras payının tamamını alır. Ancak mirasbırakan, onun miras payının kendi tasarruf nisabına giren bölümü üzerinde tasarrufta bulunmuşsa, o zaman saklı payının tamamı ile yetinmek zorundadır. Belirtmeye gerek yoktur ki, mirasçılıktan çıkarmayı içeren vasiyetnamede MK 557’ deki iptal sebeplerinden biri varsa, buna dayanılarak da çıkarma iptal ettirilebilir.