Bir tarafta ‘’Biz Türkiye’ nin en önde gelen en büyük hukuk bürolarından birisiyiz,40 yıllık hukuki tecrübemizle yanınızdayız, yıllardır boşanma davalarına, ceza davalarına bakıyoruz, miras hukukunda,tazminat davalarında uzmanız, dava kaybetmeyen avukat, dişli avukat,güçlü avukat, filanca şirketlerin avukatı biziz, yılın en iyi hukuk bürosu ödülünü biz aldık gibi sloganlarıyla internette fink atan ama hiç kimsenin ‘’kardeşim sen reklam yasağına aykırı hareket ediyorsun ‘’deyip de dokunamadığı, sesini bile çıkaramadığı büyük hukuk büroları; Diğer tarafta kartvizitten öteye gitmeyen sitesinde sadece çalışma alanını yazdı diye, site linki başka sitelerde yer aldı diye, bir hukuk sitesinde avukat unvanıyla bir vatandaşın sorusuna cevap verdi diye, es kaza ömründe belki bir kez tv programına çıktı diye reklam yasağına aykırı davrandın diyerek baroya şikayet edilen hatta baroların resen soruşturma başlattığı sıradan ama büyümek isteyen ama bir şekilde önü kesilen işsiz avukatlar topluluğu…. Reklam yasağı diye uygulanan çağ dışı bu yönetmeliği ya bütün avukatlara eşit derece de uygulayacaksın ya da bu yasağı kaldıracaksın. Aksi takdirde adaletin, yargının kurucu unsuruyuz biz diyerek övündüğün avukatlıkta adaleti daha kendi meslektaşların arasında dahi sağlayamamış olursun ki durum da budur zaten. Kendine adaleti olmayanın kime adaleti olur. Diyorlar ki avukatlık kamu mesleğidir bu yüzden avukat reklam yapamaz. Pardon ama kamu mesleği yaptığım için bana kamudan ödememi yapılıyor. Avukatların geçimini sağma da hangi kurum ya da kuruluş destek oluyor. Avukat bürosunu açıyor ve kendi kaderine bırakılıyor. Onu yapamazsın bunu yapamazsınlar ile yeni bürosunu açan genç bir avukatın nasıl para kazanmasını bekliyorsunuz? Kimse kusura bakmasın ama biz kamu mesleğinden çok esnaflık yapıyoruz. Bu yüzden bizlere okumuş tüccarda diyebiliriz. Yine diyorlar ki avukat kendini en güzel kazandığı davalarla tanıtır. En iyi reklam budur. Arkadaş adama iş gelmeyince kazanacağı dava nasıl olsun. Elinde davası olmayınca da nasıl tanınsın ya da kendisini ispat etsin aleme. Babasının parasıyla bürosunu açan, dayısının çevresiyle bürosuna iş yağan bir avukat ile hiçbir çevresi olmayan memur çocuğu bir avukat arasındaki denkliği nasıl sağlayacaksın. Adam doğuştan reklamlı doğmuş zaten. Fakir avukatın belki daha fazla hukuki bilgisi varken ne yazık zengin çocuğuna karşı durumu ezik kalmaktadır. Yürürlükteki reklam yasağı şekliyle sıradan bir avukatın kendisini ispatlayıp geçimini kimseye muhtaç olmadan avukatlığa yakışır şekilde sağlayabilmesi için ya bir 10-15 seneye ya da inanılmaz şansa ihtiyacı varıdır. Kaldı ki reklam bir mal ve hizmete talep yaratmak amacıyla gerçekleştirilen aktif bir eylemdir.Reklam para karşılığı reklam veren ve reklam yayınlayan tarafların varlığını ortaya çıkarır.Yoksa zaten avukata ihtiyaç duyan kişilerin, doğru avukat seçiminde yararlanabilecekleri’ ‘Tanıtıcı” bilgileri barındıran bir avukatlık sitesinin pasif halinin, reklam olarak değerlendirilmesi amacını aşan bir yorumdur kanımca. Birileri bana şu hususları izah edebilirler mi? 1. av.tr uzantılı internet sitesi dünyanın neresinde kullanılmaktadır ve com veya sair uzantıları kullanmanın ne gibi bir reklam etkisi olabilir, 2. Bir kişinin prof. veya doç. ünvanları akademik ünvanı sayılırken yüksek lisans derecelerinin kısaltmasının akademik ünvan sayılmayıp reklam yasağına girmesi nasıl açıklanır? Ben, reklam yasağı düzenlemesinden bir adım daha öteye gideyim ve “Meslek İlke ve Kuralları” na değineyim. Meslek ilke ve kuralları uyarınca duruşmaya gittiğimiz şehrin baro başkanını ziyaret etmek zorundayız. Şimdi X şehirden gelip İstanbul Baro Başkanı’ nı ziyaret etmek zorunda olan bir meslektaşımızın talebi acaba nasıl karşılanır? Varsayın ki, Başkan makamında yok, bu durumda meslektaş mevzuata aykırı mı davranmış olacaktır? Velhasıl; belirtmek isterim ki; Avukatlık mesleğinin yapısını ve işleyişini lütfen mantık dışı düzenlemelerle belirlemeyelim. Av.tr kime ne kadar para kazandırmakta ayrıca onu da çok merak ediyorum. Aslında mesele reklamın ne olduğu noktasında yoğunlaşmakta. Ben de elbette uygun olmayan düzenlemelerin yeniden düzenlenmesini doğru buluyorum. İçerik elbette düzenlenmelidir. Fakat alıyorum yönetmeliği elime ve bakıyorum hakikaten hayrete düşürüyor beni. Dünyanın kabul etmiş olduğu “&” işareti İngilizce ibare olduğu için yasaklanmış, yüksek lisans akademik derecelerden sayılmamış, “av.tr” diye bir rant kapısı yaratılmış dünyanın kullandığı “com” kabul görmemiş. (Ayrıca “av.tr” madem bu kadar hayati barolarda bunu kullansa ya…. Birilerine buradan çok ama çok para kazandırılıyor ama dur bakalım inşallah çıkar, işler Uyap’ a benzemez) Sizin tabela boyutunuzla uğraşılmış kartvizitinizin rengiyle uğraşılmış. Allah aşkına şu saydıklarımdan hangisi neyi reklam olarak sağlar. Yönetmelik bu ve buna benzer bir süre çağdışı uygulama barındırmakta. İnsanlar yüzlerini batıya dönmeli diye mitingler yapılıyor, fakat yönetmelikte kartvizitinize yabancı dilde avukat yazmanız yasaklanıyor, bu neyin yasağı neyin reklamı. Varsayın ki 300 metre tabela yaptım koydum çatıya reklam mı yaptım şimdi? Adımın puntosu ile şan şöhret bu kadar paralel ise reklam sektörü de bu kadar havadan ve kolay para kazanıyor demek ki…. Ve geçenlerde çok güldüğüm, “Bu ne yaman çelişki” dediğim nokta. İstanbul Barosu bastırmış olduğu afişlerin birinde konuşmacı avukatların yanına yüksek lisans derecelerini belirten kısaltmaları eklemiş. Hadi buyurun? Aslında tartışılması gereken nokta şu: Reklam nedir? Doğası ve yapısı itibariyle aldatma sanatı mıdır yoksa mevcutu pazarlama becerisi midir? Yapılan her reklam malumunuz aldatıcı unsurlar barındırmamalıdır. Bu meyanda avukatın da; başta istediği uzantılı sitesinde, çalışma alanını, varsa akademik uzmanlık derecesini, referanslarını, farklı dillerde de yayınlaması yasaklanmamalıdır. Eğer , “Ben x türü davalarda en iyiyim.” derse gönülden geçen o değil ama işte yasak orada başlamalıdır. ÇÜNKÜ; bu ülkede kazanılmış hukuki zaferler ne avukatın ne hakimin ne de savcının birebir çalışması ile paraleldir; ve malesef Freud’ un “Bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun.” sözü bu ülkede “Aman abi çok göze batarız gerek yok.” şeklinde algılandığından reklamı da elimize yüzümüze bulaştırırız zaten. Varsın biz reklamın ne olduğunu öğrenene kadar ve reklam etiğine sahip insanlar olana kadar yasaklı kalsın. Sayın Uludereı; bu ülkede “Ya merak etme tanıdık hakimlerimiz var Yargıtay’da hallederiz.” , “Benim bilirkişim var onla tespit yaptırırız.” diyen meslektaşlarımız, “Hakim Bey sizin daireden bizim eve su damlıyor, bu lojmanları da iyice bakımsız bıraktılar.” şeklinde, hiç bu kadar yakın olmaması gereken hakim-savcı ilişkileri, “Hakim bey bu hafta az dosya gönderdiniz vallahi çocuğun okul taksiti var.” diyen bilirkişiler oldukça ne Freud haklılık bulur, ne yaptığınız reklam, reklam olur ne de siz reklamla muvaffak olursunuz ki, bu da geçmiş yıllarda sizin tebessümle izlediğiniz kabareleri anımsamanıza ve “Hala bu işler böyle hakikaten.” demenize yol açar…. Reklam yasağının kaldırılması denirken aklımda görsel yayın organlarında “Parodi tarzı” reklamlar yok. Tanıtıcı reklam veya ilanlar ya da daha basite indirgenirse, tabelamdaki ismimin rengine de ben karar vereyim yahu, siyah beyaz içim sıkıldı. Kartımı biraz cafcaflı yapabileyim, güzel olmazsa bırakın halk bana gülsün. Hiç mi bir avukat, müvekkiline ya ben bu işi iyi yaparım, bu işlerden iyi anlarım demedi? Aynı cümleyi gazetede kullanılınca etik dışı ve “yasak” olmasını anlamıyorum. Ya da “Ben baroda disiplin kurulu üyesiyim.” dediğinizde hiç mi insanlar etkilenmedi. Diyorum ya, hep kendimizi kandırıyoruz, bu ülkede zaten reklamını yapmayan avukat yok. Ben diyorum ki reklam yasağının şartlarının hafifletilmesi ve sınırların “Kendini ifade edebilme” hürriyeti çerçevesine getirilmesi taraftarıyım. Yoksa şahsen hiç hürriyet gazetesine ilan vermek gibi bir hayalim olmadı. Ya da herhangi bir şekilde mesleğin onurunu aşırı rekabetle aşındıracak ilan ya da reklam düşünülemez. Şu anki durumda bunu düşünmek bile aşırı iyimserlik ve hatta hayalcilik olur. Zaten aşırı rekabet ve doğal selleksiyon tüm hızıyla yaşanıyor. Kapanan bürolar bunu şölenle duyurmayacağına göre şu anki durumu da beterin iyisi olarak görmeyi de yanlış buluyorum. En kutsal hürriyetlerden birinin taraftarıyım; “Kendini ifade edebilme hürrriyeti.” Bunu da yine kuralları dahilinde yapabilmeliyim. “Aman baro soruşturma açar mı?” endişesiyle değil. Kapsam genişletilmeli özgürlükler artırılmalıdır. Sonuç olarak, reklam yönetmeliğinde, internet ortamına teknik olarak uymayan ve pratik olarak da uygulanamayacak içerikte yasaklamalar getirilmiştir. Çıkarılış amacı haksız rekabeti önlemek, kötüye kullanımları gidermek gibi haklı ve yerinde bir amaçla hazırlanmış olmasına karşın, neredeyse bütün avukat sitelerinin kapanması gibi sonuçlar doğuracak nitelikte yasaklamalarla doludur. Gerçekte avukat sitelerinin yaklaşık %75 inin reklam yasağını ihlal ettiğini söylenebilir. Yaklaşık 100 kadar avukat sitesini ziyaretimde bunu gözlemledim…(Şahsi görüşüm tabiki) Avukatın site yapıp, sadece ismini, resmini ve adresini yayınlamasının ne o avukata ve ne de site ziyaretçilerine bir yararı olmayacaktır. Üstelik arama motorlarına avukat olarak kaydolmak da yasak olduguna göre, internet sitesi bilgi teknolojilerine aykırı, gayri anayasal, faydasız bir kartvizitten öteye gidemeyecektir. Ve bu durumda ne vatandaşların ve ne de avukatların bu tip sitelere İHTİYAÇLARI YOKTUR.
Sonuç olarak lafla karın doymuyor ağalar. O çok övündüğümüz mesleğimize büyük ümitlerle başlayan genç meslektaşlarımın sıradan bir memurdan bile daha fazla para kazanamamasına, patronları tarafından işçi muamelesi görmelerine içerliyorum. Sizler avukatlık mesleğini koruyayım derken o mesleği icra eden avukatları yok ediyorsunuz. Asıl korunması gereken avukattır. Avukat korunacak ki meslek bir yerlere varsın. Onun bunun eline bakan avukat profiliyle istediğiniz kadar kurallar koyarak mesleğin karizmasını korumaya çalışın. Bu sadece kendi içimizde bir avuntu olmaktan öteye geçmeyecektir. Söz de koruduğunuz meslek Öz de kaybetmektedir. Avukatlar köle kullanmadılar ama efendileri de olmadı. Bu veciz söze ne kadar layık kalınabiliyor söyler misiniz? İşçi olarak çalışan kaç milyon avukat olduğunu belirtmeme gerek yok sanırım.. Av.Ekrem ENGİN
üstadım meslekte ne kadar tinsindiğim şey varsa itinalı ve ağdalı bir türkçe ile net açıklamışsınız size çok çok teşekkür ederim. Size sonuna kadar katılıyorum
Yav senin Allah’ına gurban olayım kardeşim benim klavyene, gözüne, eline sağlık…
Ah keşke herkes senin gibi vizyon sahibi olabilse ve gerçekleri azıcık görebilse…
Ben bu Allah’ın belası reklam yasağı yüzünden diplomamı yırtıp başka işe geçiş yaptım. Bu çağ dışı kalmış yasak kalkmadığı sürece ben de mesleği icra etmeyeceğim…