AVUKAT OLMAK…

AVUKAT OLMAK…

Etrafımda ki birçok gençten, avukatlığı önerirmisiniz, kazancınız çok yüksek değil mi, avukatlık cidden Amerikan filimlerin de gördüğümüz gibi mi ve benzeri sorular geliyor. Bu yüzden avukatlık mesleğinin bazı zorluklarını anlatmaya karar verdim. Bakın arkadaşlar, uzaktan davulun sesi hoş gelirmiş…Artık avukat olmak değil avukatlığı yürütebilmek başlı başına bir mesele olmuştur. Şu anda çok vaktim olmadığından sadece aklıma gelenleri maddeler halinde üstün körü,kısaca sıralamaya çalışacağım. Yani biraz oturup düşünsem aslında bir roman yazarım heraldeJ 1- Eskiden hukuk fakültesini kazanmak, okumak bir maharetti. Oysa artık parası olan da hukuk okuyabiliyor. Özel üniversiteler sağ olsun. Yani çok çalışmanıza veya çok zeki olmanıza gerek yok. Parası olan hukuk fakültesi mezunu da olur. 2- Yine Hukuk fakültelerinin neredeyse her ilde açılmış olması, her sene binlerce hukukçunun mezun olması ve pıtırak gibi çoğalan avukat sayısı sanırım mesleğin geleceğinin ne derece vahim olduğunu göstermeye yetiyor. 3- Birçok meslekte sadece üniversiteden mezun olmak yetmeyip sonrasında birçok zorlu sınavı geçmek gerekirken, en saygın mesleklerden olması gereken avukatlıkta, mesleğe başlamak için sadece hukuk fakültesini bitirip 1 yılda staj yapmak yeterli oluyor. Nitelikli avukatları ayırt edemiyorsun. 4- Bin bir zorlukta bitirdiğin fakülteden sonra 1 yıl süren staj dönemince bu kadar zorluğu bunun için mi çektim diyorsun. Zira sana avukatlık haricinde her şey öğretiliyor, her şey yaptırılıyor. Yanında çalıştığın avukatın market işlerini dahi görebiliyorsun. 5- Sudan çıkmış balık halinle belki ruhsatı alınca her şey değişir diyerek kendini avutuyorsun. Sonuçta artık sana avukat diyecekler. 6- Ruhsatı alınca direk büro açmaya cesaret edemiyorsun. İyice pişeyim,şu işi öğreneyim,hem zaten çevremde yok deyip ücretli çalışmaya karar veriyorsun..Ama o da ne, artık para kazanma zamanı derken yine bir avukatın yanında yada bir şirketin departmanında çok komik rakamlara geceli gündüzlü çalıştırılıyorsun. Kendi meslektaşın olan patronun sana acımıyor bile. 7- Sonra ben onca yıl okudum, çabaladım, bu insanlara kendimi daha fazla kullandırtmam, ha bi cesaret deyip büronu açmaya karar veriyorsun. Asıl savaş bundan sonra başlıyor. 8- Baba parasıyla bürosunu açan, ailesinin var olan çevresiyle hazır işlere konan ve yaklaşık yedi bin avukatın faal olarak çalıştığı bir metropolde sana da pastadan bir pay düşer düşmese de kırıntılarını toplarsın deyip sarılıyorsun işe güce. 9- Daha doğrusu sarılmak istiyorsun.Zira sarılacak iş yok.Hani derler ya avukatlıkta kazanmaya başlamak için asgari 5 yıl gerekli diye…Mesleğe yeni başlamışsın,seni kimse tanımıyor…Kendini de tanıtamıyorsun..Zira reklam yasağı denen bir savsata yüzünden sadece şansına kalıyor her şey. 10- Kanun diyor ki sana, iş sağlamak için girişimde bulunamazsın, reklam veya tanıtım yapamazsın, avukatlık bir kamu görevidir, mesleğin bir karizması var, o yüzden sen otur oturduğun yerde millet seni bulursa bulur, bulmazsa şansına küs. Senin en iyi reklamın kazandığın davalar olacak. 11- Gelen dava yok ki kazanayım da tanınayım,,kamu göreviyse devlet neden bana maaş bağlamıyor deyip onca zorlukla sırtına geçirdiğin cübbenle içinden acı acı gülümsüyor ve kendini kaderin kollarına bırakıyorsun. 12- Zira yapacak bir şey yok. Kanun bu uyacaksın mecburen…Yıllar geçiyor bir şekilde şeytanın bacağını kırıyorsun. Başarıların konuşulmaya başlıyor dilden dile.. Artık seninde müvekkillerin oluyor, para kazanıyorsun. Ama o da ne…En ufak bir hatanda hatta atılan bir iftirada yada yanlış anlaşılmada baro’dan soruşturmalık olabiliyorsun..Bir hiç uğruna bile mesleğini elinden almaya kalkabiliyorlar…Ne astımız ne üstümüz var,biz avukatız savsatalarının ne derece gerçek dışı olduğunu anlamış oluyorsun..Dolayısıyla kazandığın para da sana huzur vermiyor… 13- Ve bir süre sonra, müvekkilline, hakimine, savcısına, barosuna vs vs ayrı ayrı dert anlatmak zorunda kalan sen yaşadığın yoğun stres ile sinirlerin harap olmuş vaziyette hayattan beziyor ve belki de ölümcül bir hastalığa yakalanıyorsun… 14- Muhtemelen de bir duruşma esnasında yaşanan gerginlikte geçirdiğin bir kalp kriziyle hayata gözlerini yumuyorsun. Şimdi söyleyin bakalım gençler hala avukat olmak istiyor mu sunuz?

Av.Ekrem ENGİN

 

2 thoughts on “AVUKAT OLMAK…

  1. İdealistgenç

    Söylediklerinizde haklı olabilirsiniz fakat bu saydığınız özellikler başka mesleklerde de olan zorluklar.Türkiyenin gerçekleri bunlar.Fakat ben idealist bir insanım.Kadın ve çocuk haklarını savunmak istiyorum,avukatlık yapmak istiyorum.Evet bu saydıklarınıza rağmen istiyorum hala 🙂 Hukuk zor kabul ediyorum ama kolayı da herkes yapıyor diymi ama?

  2. Buse

    Bu yazdıklarınızı okuduktan sonra sorduğunuz soruyu kendime de sordum.İnsanın ilk önce ilerde ne olacağını düşünürken kendiyle bir savaşa girmesi gerektiğini düşünüyorum.Bu yazıyı okuduktan sonra kısa bir süre de olsa bu tür zorlukların olabileceği düşüncesiyle baş başa kaldım.Biliyorsunuz,gerçekler daima acıtır.Sonra düşündüm ki bu zorlukları aştığımda başarıya ulaşmayacak mıyım? Her kazandığım davada başarılı olduğum işe gururla bakmayacak mıyım?Bütün mesleklerin binbir çeşit zorlukları var.Kendimi sorguladıktan sonra bunları düşündüm ve sorunuzun cevabını yüzümdeki tebessüm eksilmeden cevapladım.Evet,avukat olma hayalim her zaman taşıdığım o umudumla baki kalacak…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Follow us on Social Media