Yıl xxxx, kavurucu sıcaklarda ünlü bir iş adamı öldürüldü. Gizli servisler iş başına geçti. Geniş çaplı soruşturma başlatıldı. Neredeyse öldürenlere selam veren herkes dinlemeye alındı. İzlemeler, dinlemeler sınır tanımadı. Ve cinayetten yaklaşık 4 ay sonra katiller yakalandı. Bunlar sadece 2 kişiydi. Ama soruşturmayı yürüten savcı beyin hayal dünyası o kadar genişti ki sadece 2 kişinin işlediği bu cinayeti tam X kişiye mal etti. Zira telefon dinlemelerinde yapılan her konuşmaya kendilerine göre anlamlar yüklediler. Adamın biri arkadaşına bir arkadaşını sorduğunda aslında cinayet zanlısı X’ i kasteder dediler. Anlayacağınız olayı ısrarla örgüte soktular. Yine savcı bey o kadar işini özenle yapıyordu ki bu denli çaplı bir dava da sanıkların ifadesini alırken biz avukatların önünde sakız çiğneyebilecek kadar rahattı..
Bekli gerçekten de bu kişilerden bazıları cinayeti işleyenlere yardım etmişti. Ama Türkiye işte kurunun yanında her zaman ki gibi baya yaş yandı. Birkaç kişi dışında herkesi içeri attılar. Ne dediysek anlatamadık meramımızı sorguyu yapan hakime hanıma. Gecenin üçünde verilen bu karar için gerçekten dosya yeterince incelenmiş miydi acaba hakime hanımca? Neyse dedik nasılsa en geç 45 güne iddianame hazırlanır ve dava açılır da müvekkili ilk celse belki tahliye ederiz diye düşünürken sağ olsun davayı 6 ay sonra açabildi savcı bey. Yani tam 6 ay insanları içeride tuttular ve hala tutuyorlar. Hadi dedik yine burası Türkiye…
Tamam kardeşim burası Türkiye anladık, gizlilik kararı olan bir dosya var ortada yani biz avukatlar bugüne kadar bir kez bile dosyadaki hiçbir belgeyi görememişken davanın duruşmasına tam bir hafta kala tam 6 klasörden oluşan ve yaklaşık 7 bin sayfayı bulan dosyayı incelememize açmakta ne demek. Ben ne ara o dosyayı tüm ayrıntılarıyla inceleyip de mahkeme de savunma yapacağım. Bu savunma hakkını dolaylı yoldan kısıtlamak değil de başka nedir. Üstelik müvekkilim haksız şekilde ağırlaştırılmış müebbet hapisten yargılanırken..
Anlayacağınız ülkemizde bir suç işlediyseniz ya da işlememiş olsanız da bazı kişilerin insiyatifiyle hapse atıldıysanız avukatlardan çok medet beklemeyiniz. Zira yukarıdaki örnekten görüleceği üzere bizler sizin için ne kadar savaş versek de ne yazık ki bu ülkede savunmaya yeteri kadar değer verilmemekle birlikte son sözü de yine biz değil kendisine KANUNİ kadar yetki tanınan sayın hakimlerimiz vermektedir. Savunmaya savunma için yeteri kadar süre bile verilmezken ya da bu süre verilse dahi dedikleri ya da yaptıkları yeterince dikkate nazara alınmazken ülkemizde gerçek adaleti beklemek yanlış olur.
Yine sırası gelmişken belirteyim.Ceza hukukunda evrensel en temel ilkelerden biri ‘’Şüpheden sanık yararlanır” ilkesidir. Ama siz bunu bizim ülkemizde şüphe varsa sanık tutuklanır olarak algılayın. Hele hele “Savunma kutsaldır.” savsatasına hiç inanmayın. Savunma ne yaparsa yapsın, ne derse desin, bizim ülkemizde hakim zaten savunmayı dinlemeden önce kararını vermiştir.
Gerçek adaletin uygulanabildiği bir Türkiye dileğiyle…Hoşçakalın.
ne kadar bır zor meslek yapıyorsunuz .bu devırde hakımler bıle tabırı caizse yozlastı allah sıze sabır eylesın hiç uzulmeyın elbet bu yaptıklarının cezasını cekerler bu dunyada olmasa bıle öbür dünyada yaptıklarının hesabını verecekler