Yargı kararlarında tutuklama kararının gerekçelendirilmesi nasıl yapılmaktadır?

Yargı kararlarında tutuklama kararının gerekçelendirilmesi nasıl yapılmaktadır?

Tutuklama kararlarının gerekçeli olması zorunluluğu, genel olarak hâkim ve mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiğini öngören AY’nın 141/3 CMK’nun 34. Maddelerine dayanmaktadır. Mülga CMK’ndan farklı olarak kanun koyucu tutuklama kararlarında gerekçenin ne şekilde olacağını CMK’nun 101. maddesinde ayrıntıları ile açıklamaktadır. Bu bağlamda kuvvetli suç şüphesini, tutuklama nedenlerinin varlığını, tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunu gösteren delillerin somut olgularla gerekçelendirilerek açıkça gösterilmesi gerekmektedir. Tutukluluk halinin devamına ilişkin kararlarla tahliye taleplerinin reddine ilişkin kararlarla aynı içerik ve yöntemle kaleme alınmak durumundadır.

Bu düzenlemeden hareket edildiğinde, her hangi bir tutuklama kararında öncelikle şüphelinin fiili işlediği yönünde kuvvetli şüphe sebeplerinin dayandığı delillerin neler olduğunun ortaya konması, bu delillerle ulaşılan kuvvetli şüphe sonucu arasında neden sonuç ilişkisinin kurulması; ikinci aşamada ise tutuklama nedeni olarak ifade edilen hususların hangi delillere dayalı olarak tespit edildiğinin ilave bir ispat aşaması olarak ele alınması gerekmektedir. Son olarak yine adli kontrol tedbirlerinin yetersizliği, tutuklamanın ölçülü oluğu hususunun da karar ve gerekçesinde yer alması gerekmektedir.

Uygulamada özellikle tutuklama kararlarında gerekçe yazımı hususunda CMK’ nun 101 inci maddesine aykırı davranıldığı, kuvvetli suç şüphesi ne ilişkin tespitlerin ihsas-ı rey oluşturabileceği endişesiyle soyut kanun hükümlerinin tekrarından ibaret biçimde kaleme alındığı, birden fazla şüphelinin olduğu soruşturma ve kovuşturmalarda, her bir şüpheli veya sanık için ayrı değerlendirme yapmak yerine, toplu bir değerlendirme ile gerekçe yazıldığı bilinmektedir. Bu durum sadece AY’nın 19. maddesinde ve AİHS’nin 5. maddesinde düzenlenen kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının değil, aynı zamanda tutuklama kararına karşı yapılacak denetim muhakemesi başvuruların da etkisiz hale gelmesine ve adil yargılanma hakkının ihlali anlamına gelmektedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Follow us on Social Media